Çocuk Psikoloji

Çocuk psikolojisi

Çocuğun gelişimi bağımlılıktan bağımsızlığa, bencillikten isbirligine,somut dusunceden soyut ve mantikli dusunmeye dogrudur.

Duygulari surekli degisiklik gosterir, biraz once kavga ettigi arkadasiyla bir sure sonra barisir oyunlar oynar.bu yuzdendir ki çocuklarin kavgalarina ve oyunlarina yetiskinler karismamalidir.

Çocuklar yeni durumlara uymakta gucluk cekmezler, cabuk ogrenirler, kotu olaylari, sayet cok yaralayici degilse cabuk unuturlar.
Spontandirlar, dusuncelerini ve olaylari sansurlemeden anlatirlar. Bu yuzden "Çocuktan al haberi" deyimi yaygin bir deyimdir.
Çocuklar dinlenilmelidir, kisiliklerine ve farkliliklarina saygi duyulmalidir.
Her zaman kendilerini ifade etmelerine olanak verilmeli, bu tavirlari desteklenmeli, "sen çocuksun sus" asla denilmemelidir.
Dolayisiyla çocuklarla iletisime girerken gelişim donemlerine (bknz. Çocuk Psikolojisi-Haluk Yavuzer) ozgu niteliklerini de gozonune almak gerekir.Bu bolumde çocuklarda siklikla rastlanan davranissal ve duygusal problemler irdelenecektir.
 



Tikler

Kaslarimizda olusan irademiz disi kasilmalardir.Erkek çocuklarinda daha siklikla gorulur.Genel olarak kayginin, bunaltinin disa vurumu olarak degerlendirilir.

Çocuğunuzun tik sahibi olmasinin baslica nedenleri soyle siralanabilir :

Kuralci ve titiz ana, baba tutumlari
Denetleyici ve çocuktan performansinin uzerınde bir seyler bekleyen ana baba tutumlari
Tik konusunun cozumunde asagidaki turde yaklasimlarda bulunmak yararli olabilir :

Çocuğunuza tiki ile ilgili " yapma , etme " mesajlari vermeyiniz.
Çocuğunuzun duygularini ogrenmeye calisiniz.
Tiklerin cogu gelip gecicidir. Kalici olanlar icin bir uzmana basvurunuz.
Çocuğunuzun hangi ortamlarda ve kimlerin yanindayken tiksel davranislarda bulundugunu belirleyiniz.

Yaramazlik

Genelde, çocuklar mevcut duzenimize uygun davranmadigindan onlara "yaramaz-hasari" damgasi vururuz.Unutulmamalidir, çocuklarin her davranisinin, her eyleminin bir amaci vardir. Dolayisiyle "yaramazligin" da nedenleri vardir.

Bu nedenleri soyle ozetleyebiliriz:
1- Çocuk ilginin uzerinde olmasini, yetiskinlerin kendisine hizmet etmesini ister.
Verilen Mesaj:"Sizin ilginizi ancal yaramazligimla cekebiliyorum" dur

2- Çocuk mevcut otoriteye baskaldirir.
Verilen Mesaj: "Burayi ben yonetecegim"dir.
Çocukla bu savasin icine giren yetiskin genelde bu savasi kaybeder.

3- Çocuk cevresindeki insanlardan intikam almak isteyebilir. Dayak yiyen, sozel siddete maruz kalan çocuklar, yaramazliklariyla yetiskinlerden intikam alabilirler.
Verilen Mesaj: "Madem beni sevmiyorsunuz, o halde benden nefret edin" dir.

Yaramazlik konusunun cozumunde asagidaki turde yaklasimlarda bulunmak yararli olabilir

Ona daha fazla ilgi gosteriniz. "Seninle ilgilenmemi mi istiyorsun?" sorularla çocuğunuza yaklasabilirsiniz.
Yaramazlik onemsenmemelidir. Cezalandirma ve azarlama...bu davranis bicimini (yaramazligi) pekistirecektir.
Otoritenizi çocukla paylasarak, ona da kontrol edebilecegi ve yoneltebilecegi alanlar birakiniz. Ornegin; odasinin sorumlulugunu ona verebilirsiniz.
Çocuğunuzu sevdiginizi, onu anladiginizi, onun her zaman yaninda oldugunuzu ILETEBILMELISINIZ. Çocuğunuz yaramazlik yaptiginda, "Ne yaparsan yap, seni sevmekten vazgecmeyecegim" diyebilirsiniz.
En iyi sonuclar, odullerle alinir. Bu oduller, ovgu, onay ve ilgidir. Sayet ceza verecekseniz, onlari bu odullerden mahrum ediniz.
Dayak ve hakaret bir ise yaramaz, ancak çocuklariniza bu tarz iletisimi ve davranis bicimini ogretmis olursunuz.
BERNARD DEFRANCE adlı arastirmaci "Sanctions et discipline à l'école" adlı kitabında {Syros,l999}, okulda ceza ve disiplin konusunda ilginc bulgulara varmistir. Ona gore,

Çocukların okulda aldiklari cezalarin hemen hemen hic etkisi yoktur. Sorun cezalandirmak veya cezalandirmamak degil, kurali kimin hangi degerlere gore yaptigi ve yanlislarin nasil, hangi gerekcelerle tespit edildigidir.

Defrance,"kurala uymama mi cezalandiriliyor, yoksa ogretmenin otoritesi mi kalici kilinmak isteniyor " diye sormaktadir.

Bazi durumlarda ceza, çocuk tarafindan yetiskinin ondan intikam almasi olarak algilaniyor ve yetiskine dusmanca duygular beslemesine neden olabiliyor.

Sonuc olarak su denilebilir ki, cezadan korkmak "uslu olmanin" gostergesi degildir.Ceza korkusundan kaynaklanan kurallara uygun davranis ta, o kurali kabul etmek degildir.

Ozel Egitime Muhtac Çocuklarin Ailelerine Sunulacak Psikolojik Yardim

Ozel egitimde anababanin egitime katkisi cok onemlidir.Ana baba

okulla iliskilerini artirmali
ogretmenlerle sik sik gorusmeli
programin uygun kisimlarini evde calismalidir.
Ozurlu çocuklarla ilgili yasal duzenlemeler ornegin hangi kurumlara gidecekleri, cesitli yas donemlerinde hangi egitim kurumlarindan yararlanabilecekler gibi konular ailelere bildirilmelidir.

Ozurlu çocuklarin ana babalarinin cevreden aldiklari destekler soyle ozetlenebilir:

aile ici destekler.
doktor egitimci ve psikolog tarafindan verilen destekler.
medya, devlet hizmetleri egitim sistemi ve okullar araciligi ile saglanan destekler.
kulturun ekonominin ve dinin sagladigi destekler.
Ergenlikte çocuğa, bagimsiz yasam arkadas iliskileri, kabul gorme ve ergenin kendini oldugu gibi kabul etmesine donuk psikolojik yardimlar gereklidir.

Ailelerin arkadasliga, dostluga, yalniz olmadiklarini hissetmeye, kisacaduygusal destege ihtiyaclari vardir.Bu destek aile cevresinden saglanabildigi gibi, psikolojik danisma gruplarinda difer anne ve babalardan da alinabilir.

Bu gruplar ana babalarin birbirlerine duygusal ve sosyal yonden yaklasmalarina yalniz olamdiklarini farketmelerine yardimci olur.

Boylece depresyon ve karamsarlik duygulari yerini, basarma, kendine guven ve baskalarina yardim etmenin getirdigi tatmin duygularina birakir.

Bunun sonucunda ailenin yasadigi kaygi duzeyinde belirgin azalma olur.

Aileleri gelecekle ilgili planlar yapmaya gudulemek, kendileri ve çocuklari icin bir gelecek oldugunu hissettirmek, psikolojik danisma gruplarinin temel amacidir.

HiperAktivite

Çocuklar genelde kosar , ziplar,gunboyu hareket halinde olurlar.Ancak bazi çocuklar vardir ki, onlardaki hareketlilik olaganin disindadir. Çocuk yerinde duramaz, saldirgandir,savruk ve duzensizdir, uzun sure bir isle ugrasamaz, surekli kipir kipirdir.Zekasi yasina uygundur ancak dikkat daginikligi ve ogrenme yetenegindeki zayiflik nedeniyle okulda basarisiz olurlar.

Cevredekiler tarafindan "duz duvara tirmanan cucuklar" olarak tanimlanabilirler.Ancak boylesine hareketli olmalarina ragmen, hareketlerinde beceriksizlik ve koordinasyon bozuklugu soz konusudur.Örn. ayakkabisini baglayamaz, giysilerini giyemez..

Hiperaktif davranislarin kokeninde dogum oncesi ve sonrasinda olusan beyin zedelenmeleri yatar. Ayrica arastirmalar, hiperaktif çocuklarin "putaman" adi verilen beyin bolgesine (beyinde motor aktiviteyi yöneten dikkat merkezi) az kanin gittigini bulgulamistir (milliyet gazetesi).

Tedavide aile ve davranis tedavisi ile birlikte ilac tedavisi de uygulanir.Çocuğun spor ve acikhavada serbestce yapilabilecek etkinliklere yonlendirilmesi de sagaltici bir etki yapar.
Hastaligin gidisati, zamaninda ve etkili bir mudahale ile genelde olumludur..
Hiperkaktivite konusunda daha detayli bilgi icin

Çocuk Nicin Yalan Soyler? Çocuk Ve Yalan

Yalan, bir hatayi gizlemek dolayisiyla cezadan kacinmak icin soylenir.

Yasamin ilk bes yilinda çocuğun soyledigi yalanlardan endise duyulmamalidir.Cunku gercegi algilama ve ona dsadik kalma yetisi yas ilerledikce gelisir.

Gercegi ayirtedebilen bir çocuk, yine de yalan soylemeye devam edebilir.Çocuk yalan soyler cunku...,

Cevreyle olan iliskilerinde "yolunda gitmeyen bir seyler" vardir.
Cezadan kurtulmak ister.
Kendini digerlerindebn asagi gormektedir.
Ilgi cekmek ve cevresini sasirtarak oz doyum saglamak istediginden olmadik seyleri oluyormuscasina ifade eder, bunlara psuedo yalanlar denir.
Kendisini rahatsiz eden gercekleri gizlemek ister /örn, okul basarisizligini gizler.
Ana babasinin sevgisine ihtiyaci vardir.
Cevresindekiler de yalan soylemektedir, model alir.
Bazen de ana babasinin istegi uzerine yalan soyler ve bunu aliskanlik haline getirir.
Kendi hayatini gizlemek geregi duyar.
Nasil onleyebiliriz?

Çocuğunuzu yalan soylemeye iten nedenleri bir dedektif titizligi ile tespit ediniz ve bu nedenleri onunla "boyle demek istiyor olabilir misin" diye irdeleyin.
Sizler de yalan soylemeyin.
Yalan karsisinda cok sert ve asagilayici tavir takinmayiniz.

Psikososyal Gelişim Donemleri

Kuramci, Erikson a gore, gelişim yasamin tumune yayilmaktadir.Bu kuramcinin belirttigi gelişim evrelerinden bazilari, yas sinirlari kesin olmamakla beraber, söyledir:

1-Oral dönem (0 – 1 yas...güven ya da güvensizlik):
Bu dönemde çocuğun cevresiyle etkilesimi, güven ya da güvensizlik duygularinin yerlesmesinde etkilidir.Bebegin annesiyle olan iliskisi onun herseyidir.Dolayisiyla bebegin ihtiyac ver gereksinimlerinin karsilanmasi, anne ile bebek arasinda karsilikli anlayis ve guvenin olusmasini saglar. Bu temel duygunun gelişimi ise ilerideki yillarda bieryin cevresiyle kurdugu ilsikilerde kendine guven duymasi demektir.
Kendine guvenen kisiler, kendi degerlerinin bilincinde olarak, digerleriyle daha rahat ve sevgi dolu iliskiler kurarlar.
2- Anal- kas donemi ( 1 – 3 yas....özerklik ya da utanc ve kararsizlik.)
Bu dönemdeki fiziksel olgunluk, bebeklerin emeklemelerine, yürüyüp kosmalarina olanak saglar.Bu durum da kisilik acisindan özerklik ve bagimsizlik demektir.

Ayrica, tuvaletegitiminin verildigi bir donem olarak ta onemlidir..bu donemde ebeveynler tuvalet egitimi sirasinda baskici ve sert tutumlari ile çocukta bir cok nevrozon yerlesmesine neden olabilirler..dolayisiyla, çocuğu tuvalete alistirirken oncelikle fiziksel olgunluga erismesi beklenmeli sonrasinda da yumusak ancak kararli bir egitsel tutum sergilenmelidir..diskisini veya çisini kaciran çocuk korkutulmamali, cezalandirilmamalidir.

Bu evrede cezalandirilan, kisitlanan ve bagimli olmaya yonlendirilen çocuklar, ileriki yaslarinda bastirilan ofke ve utanci yasarlar, kararsiz yetiskinler olurlar.

3- Cinsel dönem ( 3 – 5 yas....girisim ya da sucluluk duygulari)
Çocuğun cevresindeki her seye ilgi ve merakla yaklastigi donemdir.Bu nedenle de girisimcidir, arastiricidir, surekli sorar, ogrenmek ister, hareketlidir.
Bu donemde, çocuğun ana babasina olan cinsel ilgisi de söz konusu olablir.(Freud u odipal ve elektra kompleksleri)
Ana babanin elestirel yaklasimi ve ya çocuğun merakini örseleyici tutumlar, sucluluk duygusuna neden olacaktir..Dolayisiyla bu donemde çocuğun merek ve ilgisini destekleyici, sorularina cevap verici yaklasimlar, özgüvenin olusmasinda da etkili olacaktir.
4- Gizil dönem ( 6 – 11 yas...beceri ya da asagilik duygulari)
6 – 11 yaslari arasindaki bu donem , surekli etkinlik icerisinde olan okul cagi çocuğunu kapsar.Çocuğa amaclarinin ve hedeflerinin degerli oldugu hissettirilirse ve desteklenirse, becerileri ve arastirici yani gelisir.
Bu donem çocuğun hayatina "ögretmen" kavraminin girdigi donemdir. Okul problemleri basgösterir.ogretmen ve ailenin isbirlig cok önemlidir.


5 - Ergenlik dönemi
Kimlik arayisi, dis gorunum ve begenilme arzusu baskindir.Orta okul donemine denk dusen bu surecte, cinsel uyanisla beraber yani ruhsal tepki ve davranislar gelisir..
Ergen kendini begenmez, surekli kusur arar, elestirilere asiri duyarlidir, hircin ve kavgaci olur..
Derslere ilgi azalir, ebeveynle iliskiler kopar, arkadaslar ön plana cikar, bencillik, yasaklara tepki baslar, duygusal gel-gitler artar..
Kisaca, gencin, sudan cikmis baliga dondugu cok firtinali bir donemdir..
Dusunme yetenegi gelisirken, ilgi alanlari cesitlenir.Cosku, hayal, idealizm yogunlasir.
Kimlik karmasasinin yasandigi bu donemde, yine baskic, anlayissiz ve cezalandirici ana baba tutumlari, ergenin isini daha da guclestirir..
Saglikli cinsel egitim icin ebeveyn ve ergen diyalogu sarttir..
Yetiskinler unutmamalidirlar ki..
Her yetiskin ergen olmustur, ancak ergenler yetiskin olma yolundadirlar..destek, sevgi , ilgi ve analyis beklerler..

Çocuk Egitiminde Premack ilkesi

PREMACK,ödül olarak uyarici yerine faaliyeti kullanmayi onermistir.

Premack ilkesi." Her cift tepki icin olasiligi yüksek olan, olasiligi düsük olani pekistirir yani tesvik eder.."

Bu ilke çocuk yetistirmenin kendisi kadar eski olup, BÜYÜKANNENIN KURALI olarak ta betimlenir.
Premack kuralini su cumlelerle aciklayabiliriz::

"ancak yemegini yedikten sonra top oynayabilirsin"....yemek yemek istemeyen çocuklar icin..
"cöpü dökersen tv izlemene izin veririm".....................ev islerine yardim etmek istemeyen çocuklar icin..
Kisaca..ilkenin temeli...önce calis, sonra oyna...seklindedir.

Cezanin PsikoDinamigi

Ceza terimi, olumsuz bir itici uyaricinin, bir davranimin yapilmasindan sonra ona bagli olarak uygulanmasi olayina verilen teknik bir isimdir.

Ceza, istenmedik davranimlari bastirma tekniklerinden biridir.Davranis dagarcigina bir sey katmaz, fakat davranis dagarcigindaki bir davranisin bastirilmasini saglayabilir.

Bu anlamiyla ceza, yeni bir davranis ogrenmeyi degil, ,istenmedik bir davranisi yapmamayi ögretir.

Ceza iki sekilde uygulanir..

Davranis itici bir uyarici ile sonuclandirilir..(.mesela bir tokat gibi)
Davranis ödülün ortamdan kaldirilmasi ile sonuclanir..(..sokaga cikma yasagi gibi..)
Ancak ceza ile davranislari kontrol etmenin önemli sakincalari vardir..Söyle ki;

Ceza cogu kez itici uyaricinin (dayak, hakaret, yasaklama gibi) kullanlmasini gerekli kilabilir.Ýtici uyaricilarin kullanilmasi da birey de saldirganlik, korku, kin, nefret gibi duygularin olusumuna zemin hazirlar.Ayrica cezanin etkili olabilmesi icin itici uyaricinin siddeti gun gectikce artirilir..
Ornegin..sikca yapilan hatalardan biri sudur: çocuğun belirli bir davranisini kontrol etmek isteyen anne veya baba, dövme , bagirma gibi siddet dolu itici uyaricilar kullanirsa,bunlar baslangicta etkili olmus olsa bile zamanla çocuğun bu uyaricilara alistigi gorulur..Ve ebveynler dozu artirmak gibi kisir bir dongu icine girer..

Cezalandirilan davranislar, bireye belirli sonuclar saglayan ogrenilmis davranislardir.
Ceza ile bir davranis bastirilmaya calisilirken, bir baska istenmedik davranis ortaya cikabilir.
Örnegin.. cok sevdigimiz vazoyu kiran çocuğumuzu cezalandiriyorsak, bu davranisimizla çocuğumuza yalan soyleme davranisi kazandirabiliriz.Çocuk cezadan kacmak icin yalan soyleyecektir.

Ceza etkili oldugunda, ceza veren kisinin davranislarini ödülleyici bir nitelik kazanabilir.Bunun dogal sonucunda, ceza veren kisi, dikkatini , istendik davranislarin kazandirilmasina yogunlastiracagi yerde, zamanla, yalnizca istenmedik davranislarin bastirilmasina yogunlastirabilir.
Örnegin...bir ögretmen cazanin olumsuz yönüne yakalanabilir ve zamaninin büyük bir bölümünü ögrencilere istendik davranislari kazandirmak yerine ceza vermek ve uygulamakla gecirebilir..

BU NEDENLE CEZA, ELDEKI TÜM OLANAKLAR DENENDIKTEN SONRA ÖNCELIKLE ISTENMEDIK DAVRANISLARIN BASTIRILMASININ KACINILMAZ OLDUGU DURUMLARDA KULLANILABILECEK BIR SISTEM OLARAK DÜSÜNÜLMELIDIR..

Cinsel Tacize Ugramis Çocuklar

Cinsel taciz, ne yazik ki sadece yetiskinler degil, çocuklar da maruz kalmaktadirlar.Boyle bir durumla karsilastiginizda, mutlaka çocuğunuzla beraber bir uzmana basvurmalısınız.

Çocuklar bu durumu saklama egilimi icinde olabilirler.Cinsel tacize ugramis çocuklarda gozlemlenen belirtiler söyledir:

cinsel organlarda surekli kasinti, dokununca agriyan popo
fiziksel nedeni olmayan karin agrilari
gece isemeleri
yemek düzeninin bozulmasi
uyku sorunlari, gece korkulari
çocukta bebeksi davranisların ortaya cıkması, davranıssal gerileme
durgunluk, arkadaslardan kacma
okul basarısında düsüs
Unutmayalim ki, KOTU NIYETLI INSANLARI YOK ETMEK MUMKUN DEGILDIR.Karsı cınsı kotuleyerek te bir yere varamayız.

ÇOCUKLARIMIZI ASLA KORKUTMADAN, KOTU NIYETLI KISILERINDE OLABLICEGINI ONLARA ANLATARAK VE YASAMIN CİRKİN YÜZÜNÜ ASLA ONLARDAN GİZLEMEDEN, BU TIP BIR OLAYLA KARSILASTIKLARINDA NELER YAPMALARI GEREKTIGINI, ONLARA ANLATMALIYIZ.

Çocuk ve Sorumluluk

Iletisim catismalarinin nedenlerinden biri de birey olarak sinirlarimizi ve sorumluluklarimizi bilmemekten kaynaklanmaktadir.Bu nedenle çocuk yetistirirken.dikkat etmemeiz gereken en önemli noktalardan biri, çocuklarimiza. neyi, ne zaman ve nasil yapacaklarini (yani sinirliliklar) ve davranislarinin sorumlulugunu almayi ögretmektir.

Aile icinde sinir ve sorumluluklarinin biblincinde olan çocuklar, yarin, toplum icinde de kendi sorumluluklarini üstlenen , baskasinin haklarina saygi gosteren yetiskinler olacaklardir..

Ebeveynler olarak neler yapmaliyiz??

Mesajinizi iletin :Öncelikle çocuğunuz, sizin ondan ne istediginizi net ve acik bir sekilde bilsin..mesela,
"kardesinle kavga etmeni istemiyorum"
"odani toplamalisin"
"her gün bir saat ders calismani istiyorum"
Simdiye dek kullandiginiz ve bir ise yaramayan cezalandirma yontemlerini birakin.
Çocuğunuza, istediginiz yapmaz ise sonucun ne olacagini ve bundan da kendisinin sorumlu oldugunu soyleyin. Mesela,
"kardesinle kavga edersen sinemaya gidemezsin"
"odani toplamazsan arkadaslarinla bulusamazsin"
Bu son ve en önemli asamadir..SOYLEDIGINIZ SÖZÜN ARKASINDA DURUN..ASLA YERINE GETIREMEYECEGINIZ SOZLER SARFETMEYIN..
Muhakkak çocuğunuz israrla istemediginiz sekilde davranacakti, ancak sizin dediklerinizi yapacagindan emin olursa davranisini degistirecektir.

SAYET BIR KEZ TUTARSIZ DAVRANIRSANIZ. BUNU EN KISA ZAMANDA SUISTIMAL EDILECEGINI BILMELISINIZ.

Siz tutarli ve kararli oldugunuz sürece, çocuğunuz davranislarinin sonucundan kendisinin sorumlu oldugunu ve yapmasi gereken bir isi yapmaz ise sonuclarina katlanmasi gerektigini ogrenecektir..

TOPLUMUMUZUN, DAVRANISLARININ SORUMLULUGUNU ALMASINI BILEN YETISKINLERE IHTIYACI VARDIR.

Tuvalet Egitiminde Dikkat Edilecek Noktalar

Tuvalet egitimin amaci, çocuğun tuvalete gitme davranisini kontrol etmesidir.12-15 aylar bu egitim icin uygundur. 1-1,5 yas arasinda baslatilan egitim, anne-çocuk arasinda bir cekismeye-guc savasina donusturulmemelidir.

Oncelikle çocuğunuzun hangi saatler de tuvalete gittigini ve ne kadar sure de tuvalette kaldigini tespit ediniz.
Onunla birlikte tuvalete gitmeli, onu tuvalete oturturarak yaninda beklemelisiniz.
Tuvaletini yapmiyor ise 10 dakikadan fazla tuvalette beklemeyiniz. Bu 3 basamak çocuğunuzun tuvalet ihtiyaci hissettiginde nereye gitmesi ve ne yapmasi gerektigi konusunda yol gostericidir. Daha sonra, çocuğunuzu kendi kendine tuvalete gitmesi konusunda desteklemelisiniz. Asagidaki her bir basamakta basari saglamadan digerine gecmeyin.
Tuvalete goturerek oturun ancak yaninda beklemeyin. Ellerini kendisi yikamali.
Tuvaletin kapisinda getirin, iceri kendisi girmeli. Tuvaletini yaparsa onu guzel bir soz veya davranis ile odullendirin.
Bu basamakta çocuğunuz tuvalete kendi basina gitmeli. Kendi kendine gittikten sonra kapiyi kapatiniz.
Bu surecte çocuğunuzu gosterdigi gayret ve cabalardan dolayi odullendiriniz, ovunuz.Kendi basina bir seyler basarma duygusu hosuna gidecektir. Ancak çocuğunuz korkar ve tek basina tuvalete gitmek istemezse israrci olmayiniz. Buraya kadar basardigini, gerisini de basarabilecegini soyleyerek onu yureklendiriniz.

Bir basamagi basarmadan digerine gecmeyiniz.

Basarisiz oldugunuz basamakta gerekiyorsa bir alt basamaga donerek yeniden baslayiniz.

Oyun Terapisi

Oyun terapisi, çocuğun psikolojik sorunlarını gidermeyi, onun daha uyumlu olması için yardımcı olmayı amaçlayan, çocuk ve terapistin birbirlerini oyun yolu ile etkiledikleri bir yöntemdir.

Oyun terapisi, konuşma problemlerinde, okuma problemlerinde, handikaplı çocuklarda etkili olabilir.

Çocuklar genelde problemlerinin farkında değillerdir. Yalnızlık ve anlaşılamamız olmanın yarattığı kaygı ve sıkıntıyla başedemezler. Oyun terapisi ile kendi fonksiyonlarını, yeteneklerini gerçekleştirebilir, duygularını ifade eder ve yaratıcı davranışlar ortaya koyabilirler.

Oyun terapisinde terapist

Öncelikle bu alanda yeterli eğitim ve beceriye sahip olmalı.
Çocukla sıcak, samimi ve dostça bir ilişki kurmalıdır.
Çocuğun duygularını açıklaması için gerekli desteğin verilmesi gerekir.
Çocuğun faaliyetlerine karışmamalıdır, çocuk yolu belirler, terapist izler ancak (bana-kendine ve oyun odasına zarar vermemelisin) kuralı belirtilmelidir.
Terapiyi hızlandırmamalıdır, terapi yavaş ilerler ve terapist tarafından olduğu gibi onaylanmalıdır.
İlk karşılaşmada, terapist kendini tanıtmalı, çocuğun "evet", "hayır", yanıtları verebileceği sorular sormamalı, çömelerek onun göz hızasına inmeli, "seninle biraz oyun oynayacağız, benimle gel ve oyun odamızı, oyuncakları gör" denilebilir.
Çocuğun o ortama getirilme nedeni, ona basit ve anlayacağı bir dille anlatılmalıdır.
Çocuk duygularını ifade etmekte zorlanıyorsa, terapist kendi duygularından bahsederek onu teşvik edebilir. Unutmayın ki açıklık açıklığı doğurur. Mesela "hastalandığımda ben de çok öfkeli ve sinirli olurum" gibi.

Çocuğun Zihinsel Gelişimi

Piaget adli bir kuramciya göre çocuğun zihinsel gelişimi 4 ana evreye ayrilmistir.Bunlar, duyusal motor dönem- islem öncesi dönem- somut islemsel dönem- soyut islemsel dönemdir.

DUYUSAL MOTOR DÖNEM: ( 0- 2 yas) ..bu dönemde bebek kendisini dis dunyadan ayridedemez yani kendisinin ve cevresinin basli basina birer varlik oldugunun bilincinde degildir.bu dönemde taklit geliþmistir, kaybolan nesneler gözler ile takip edilir,davranýiþ düzenli ve sistemli olarak gelisir, nesne ilsikileri ögrenilir ve nesne kavrami gelisir.2 yaslarina dogru zihinsel semboller üretilir, kelimelrin kullanilisi sembolik anlamlara baglidir.

ÝSLEM öncesi dönem: ( 2- 7 yaslar )..mantiksal düsünme henüz gelismemistir.Çocuklar henuz nesnelerin görüntüsünün etkisi altindadirlar.Nesneleri baska seylerin simgesi olarak kullanirlar.Bu dönemde dil gelismesiyle düsünce yayginlasir.Bu dönemde çocuk günes ve ayin hareket etmesi nedeniyle onlarin canli oldugunu düsünür.dogal olaylarin insanlar tarafindan kontrol edildigine inanir.

SOMUT ÝSLEMSEL DÖNEM: ( 7- 11 yaþ): ..mantýksal düþünme, sayý. mekan, zaman kavramlari yerlesmeye baslamistir.Çocuklar düþündüklerini islevsel olarak gerceklestirmekten cok hoslanirlar..mesela, yazi yazmayi ögrenmesi , toplama yapmasi hosuna gder.YÜrütülen islemler herseyden önce fiziksel gercege dayanir.Somut olmayan seyler hakkinda düsünce yürütemezler.

SOYUT ÝÞLEMSEL DÖNEM. ( 11 ve sonrasi) ..yuksek düzseyde bir dengelenmeye ulaþmak dönemim özelligidir.Esnek ve etkin olan düsünce problem cözmeye yöneliktir.Bu dönemdeki zihinsel yapilar somut olarak varolmayan durumlara iliskin.." eger sonra.." türünde düsünceye olanak verir.


Parmak Emme

Çocuklar emme faaliyetlerinden hoslanirlar.Annelerini emerek onla aralarinda duygusal bir bag kurmakta ve bu arada karinlarini da doyurmaktadirlar. Çocuklarda 1 yasina kadar emme faaliyeti faydalidir ve normaldir.Bebek beslenmesi bittikten sonra da parmagini emerse bu yeterince emme faaliyetinin yerine getirilmediğini diger bir deyişle yeterince doyurulmadığını düşündürebilir.Araştırmalar göstermektedir ki, 5-6 yaşlarina kadar parmak emme zararli değildir. Ancak sosyal ortamlarda ebeveynler çocukların bu davranısından rahatsızlık duyarlar ve bu emme davranışı ebeveynler için sorun olur. Bu durumda aşağıdaki davranış biçimlerinin benimsenmesi öneririm:

Çocuğunuzu ürkütmeden hatta onunla beraber emme taklidi yaparak duygularini anlamaya çalışınız.
Emme davranışı çocuk gelişiminde bir gereksinim olmakla beraber 6 yaşından sonra duygusal bir sorun olarak değerlendirilir.bbu nedenle çocuğunuzla olan iletişiminizi tekrar gözden gecirin.
Ev ortamına katılacak yeni bir kardeş veya var olan ortamdaki değişiklikler çocuğunuzda kaygi yaratabilir bunlari göz önüne alin.
Sonucta bu davranis eleştirilmeden ilgisini başka yönlere çekilerek ortadan kaldırılabilir.
Tirnak Yeme Aliskanligi

Sıklıkla çocuklarda görülmesine rağmen yetişkinlerde de görülen bir davranıştır. Çocuklarda 3-4 yaşlarında başlar. Aynı zamanda ögrenilmiş bir davranıştır. Ailesinde tırnak yeme davranışı olan bir çocuk bunu kopyalayabilir. Olası Nedenleri şunlardır:

Ev ortamindaki asiri baskici tutumlar, kuralci yapi
Sonucta güvensizlik göstergesidir. Çocuğun azarlanmasi, toplum içinde aşagılanması, ona yaşına uygun sorumluluk verilmemesi ( mesela odasini toplamasi, kahvaltiyi hazirlamasi, gibi basit ev işleri..) kardeşler arasinda taraf tutma, ana baba ilgisizliği, yaşamış olduğu korkular gibi nedenler çocukta tırnak yeme davranışını tetikler.
ALINACAK ÖNLEMLER:

Çocuktaki gerginlik ve huzursuzluk yaratan nedenler titizlikle araştirilmalidir.Sonucta tirnak yeme duygusal bir sorundur.
Azarlamak korkutmak, başkalarını örnek göstermek veya onu tehdit etmek sorunu çözmeyeceği gibi daha da ağirlaştirir.
Onlarda korku ve kaygi yaratabilecek film video atari gibi faaliyetlerden uzak tutmak gerekir.
Ebeveynler çocuklarinin önünde asla kavga etmemelidirler. Ederlerse bile bu bir alişkanlik haline gelmemeli anlaşmazlik nedenleri çocuğa uygun bir dille aciklanmalidir.
Sorun uzun sürerse bir uzmanla yüzyüze görüşün.
UNUTMAYINIZ Kİ ÇOCUKLAR YENİ ORTAMLARA VE YENİ KİŞİLERE UYUM GÖSTERMEKTE ZORLUK ÇEKMEZLER. VE ÇOCUKLARDA BAZİ DAVRANİS BİÇİMLERİNİN SORUNA DÖNÜŞMESİNE NEDEN OLAN YETİŞKİNLERDİR.


Çocuğu Dinlemenin Yararları

Dinlenildigini anlayan çocuk konuşmaya daha hevesli olur, sözel gelişimi daha hizlanir. Konuşma yetenegi artar, kelime bilgisi gelişir, kendini daha iyi ifade etme becerisi kazanir.
Herhangi bir sorunu var ise bunu davranişla göstermek yerine ( hirçinlik, aglamak, saldirganlik gibi) kelimelere dökerek rahatlar bu da hirçinlaşmasini engeller.
Anlaşildigini hissetmek yetişkinlerde oldugu gibi çocukta da rahatlik ve huzur yaratir. Bu da onun kişisel ve sosyal gelişimine katkida bulunur, kendine güveni artar.
Çocuk ile egitici (veya ebeveyn) arasinda yakinlik dogar, çocuk onlara danişmayi ögrenir, aralarindaki diyalog zenginleşir.
Söyledikleri dinlenen çocuk da ögretmenini dinlemeye başlar.


Çocukta Dikkat Çekme Mekanizması

Çogu çocuğun ustalikla kullandigi bir yöntemdir. Bir grubun parçasi olamadigina inanan çocuk ilgi ve dikkat çekme amaciyla bu mekanizmayi kullanir.Olumsuz olan ve dikkat çeken bir cok davraniş bulunmaktadir.

Mesela, grup içinde bagirarak konuşma, arkadaslarina sözel ve fiziksel tehidtte bulunma, istedigi olmayinca bagirarak aglama, ebeveynin veya yuva egticilerinin sinirlenmesini saglayacak sekilde davranma gibi.Burada önemli olan yetiskinin de sistem içine cekilmesidir..çocuğun hedefi budur.yetiskini de oyunu içine cekerek dikkat cekmek ve yetiskinin kendisine hizmet etmesini saglamak.

Unutulmamalidir ki çocuk görmemezlikten gelinmek yerine cezalandirilmayi tercih edecektir.Ancak bazen çocuklar olumusz davranmak yerine yetiskinlerle isbirligine giderek kendilerinden istenildigi gibi davranirlar.Bu durumda, çocugun yardim etmek ve katkida bulunmak için mi yoksa ilgi ihtiyacini karsilamak icin mi isbirligi yaptigini kestirmek güçtür.

Dikkat cekme yoluyla ilgiyi üzerinde toplamak ögrenilmis bir davranis ta olabilir..ebeveyn tutumlari sonucu çocuk olumsuz davranarak ilgiyi üzerine cekebilecegini cabuk kavrar.ve sürekli olumsuz davranarak ( mesela, isteklerini bagirarak veya aglayarak belirtir, grup içinde saldirganca davranir, bagirarak konusur, birseyler çalar veya kirar vb.) Yetiskinin ilgisini çeker.bu gibi durumlarda yetiskin uyanik olmali,


Çocuğun kendisini sinirlendirmek istedigini acikca ona ifade etmeli ( beni sinirlendirerek sana ilgi göstermemi istedigini düsünüyorum tarzi)
Empati yaparak çocuğun içnde bulundugu duygu durumunu ( öfke, nefret kirginlik gibi) anlamaya calismali
Kendisinden örnekler vererek çocukla iletisime gecmeli..( Bende senin yasindayken annemi boyle kizdiriyordum ancak sonra istedigimi elde edince de hep sucluluk hissetim. Tarzi..bu yaklasim çocuğun kendisiyle ilgili konusmasina olanak verir.

Çocuklarda Depresyon

Yetiskinlerde oldugu gibi çocuklarda da, yasantilarinda herhangi bir stresor uzun sureli etki yaptiginda, çocuk davranisinda gerileme ve yavaslama
goze carpacaktir. Ancak yetiskin ve çocuk depresyonlari arasinda onemli farkliliklar vardir. En goze carpan farkiiliklardan biriside sudur ki; çocuklardaki tespitlerde, depresif devre tektir. Oysa yetiskinle siklikla birden fazla depresif devre gecirmektedirler.

Asagidaki listede bebeklik çocukluk ve adolesan donemi depresyonlarina iliskin belrtiler verilmistir.BU belirtiler en az 6 ay devam ediyorsa
depresyon baslamis demektir.

Bebeklik Donemi

1- konusuldugunda ya da dokunuldugunda tepki vermeme
2- aglamama' gulmeme
3- oyun oynamada isteksizlik
4- uyku ve yemek problemleri
5- sindirim sistemi problemleri
6- sese ve dokunmaya duyarlilik
7- yerinde duramama

Çocukluk Donemi

1- olumsuz dusunme ve surekli sikayet etme
2- kronik ic sikintisi
3- kolayca incinme ve aglama
4- dusuk benlik algisi
5- uyku ve yemek problemleri
6- yavas konusma ve hareketlerde yavaslik
7- kabizlik, ishal, tepkisellik
8- kronik uzuntu ve korku
9- bas agrisi, mide agrisi, kol ve bacak agrilari gib fiziksel sikayetler
10- intihar dusunceleri ve denemeleri

Adolesan Donemi

1- kalici mutsuzluk, olumsuzluk, sinirlilik
2- dusuk benlik saygisi,
3- bas donmesi, bas ve mide agrilari, sindirim sistemi sikayetleri gibi fiziksel yakinmalar
4- kontrol edilemeyen ofke patlamalari
5- asiri kendini elestirme, gereksiz sucluluk duygulari
6- intihar dusuncesi ve denemeleri
7- konsantrasyon, dogru dusunme, hatirlama ve karar verme yoklugu
8- yavslamis konusma ve hareket
9- ilgi ve gunluk aktivitelerde gerileme
10- kronik uzuntu ve korku
11- konusmalarda edebiyatta ve cizimlerde olum faktorunun yer almasi

Major depresyon tanisi icin yukarda sayilan belirtilerden en az 5 tanesinin son iki hafta ve daha uzun suredir var olmasi gerekmektedir.

Distimi ise depresyonun bir baska cesidi olup, yukarda tanimlanan maddelerin en az bir sene çocukta belirgin bir sekilde var olmasini gerektirir.
 

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ
 
Öğretmenler! Cumhuriyet sizden düşünceleri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister. M.Kemal ATATÜRK
 
Günlük Gazete Köşemiz
 
Didem Senem Sapmaz
 
Image Hosted by ImageShack.us
Günün Resmi
 
 
Bugün 6 ziyaretçikişi burdaydı!
Sağlık ve Bilgilendirme Portalıi psikologum.com Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol